Beşiktaş'ın eski altyapıdan sorumlu yönetim kurulu üyesi Halim Aydın, çarpıcı açıklamalarda bulundu..
Yıldırım Demirören'in başkanlığında 3 yıl Beşiktaş Kulübü'nde Altyapıdan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyeliği yapan Transay Personel Taşımacılığı Yönetim Kurulu Başkanı Halim Aydın, görev aldığı süre içinde yaptıklarını ve Beşiktaş'ın gündemini HABER1903'e değerlendirdi.
-DÜRÜST BİR YÖNETİMDİK-
Beşiktaş alt yapısına geldiğimiz zaman zaten yürüyen bir düzen vardı. 3 yıl boyunca o düzen içinde araştırmalarımız, soruşturmalarımız, yapmamız gereken iyi şeyleri ve yapılmaması gereken kötü şeyleri de bir şekilde üzerine gittik. Beşiktaş alt yapısının olması gerektiği gibi olmasına çalıştık. Yani orda bizim gelip sihirli değnekle şunları yaparız, bunları yaparız gibi bir iddiamız da yoktu. İyi niyetimizle iyi bir Beşiktaşlı olduğumuz için dürüst yönetim ile 3 yıl yönettik.
-ORHAN GÜLLE’Yİ YOLLAYANLARI KINIYORUM-
Orhan Gülle’nin Beşiktaş’tan ayrılışı kesinlikle yönetim hatasıdır. Orhan Gülle bizim dönemimizde A takıma yükselen, bizim dönemimizde belli yaş gruplarında milli takımlarda oynayan özenle üzerine titrediğimiz seçilmiş futbolcularımızdan biriydi. Başarılı ve fizik olarak çok iyiydi. Mental olarak gelecekte Beşiktaş formasını giyecek düşüncesinde olduğum çocuklarımızdan biriydi.Orhan Gülle o zaman amatördü. Profesyonel olma durumu vardı. Orhan Gülle’yi profesyonel yapılması için İcra’ya yazdık. O zaman Orhan Gülle’nin geldiği takımın yetiştirme bedelini bahane ederek profesyonel yapılmadı. Neticede biz yönetimi bıraktık. Biz yönetimi bıraktıktan sonra Gaziantep Beşiktaş’tan daha büyük bir takımıydı ki, Orhan Gülle’nin yetiştirme bedelini ödeyerek aldı. Nitekim şuanda Orhan gülle Gaziantepspor’da ilk 11 ‘de oynuyor ve Milli takıma davet edilmiş bir arkadaşımız. Biz onun A milli takıma çağrılmasından ve G.Antepspor’da ilk 11’de forma giymesinden gurur duyuyoruz . Beşiktaş 7-8 yıl bu çocuklara emek harcadı, para harcadı. Beşiktaş’ın kaynakları kullanıldı. Maalesef bedelsiz sanki bir peşkeş çeker gibi G.antepspor’a verilmesi, Tabata’nın 8,5 Milyon Euro’lara alınması, İsmail Köybaşı’nın 5,5 Milyon Euro’lara alınması, Orhan Gülle gibi bir futbolcunun ki, bana göre ikisinden de değerli gelecekte göreceğiz , G.Antepspor’a verilmesi beni bir Beşiktaşlı olarak Beşiktaş yönetim kurulunda bulunmuş biri olarak ve Orhan Gülle’nin 3 yıl başkan’lığını yapmış biri olarak çok üzdü. Ben bu konuda üzerine görev düşüp de yapmayanların hepsini kınıyorum.
-UEFA KRİTERLERİ 2012’DE UYGULANILACAK-
Dünyada Uefa kriterleri konuşulurken tüm kulüpler bu kriterlere ne yapabiliriz tedbirleri almaya çalışırken Türkiye’de futbol kulüplerinin ve yönetimlerinin bundan haberi olmadığını biliyoruz. Biz o zaman Uefa kriterlerinin geleceğini ve futbol kulüplerinin çok büyük zarar göreceğini hatta Uefa ve Şampiyonlar Ligine katılamayacağını dile getirdik. Çevremizde ki insanlar “buda nereden çıktı” diye tepki gösterdiler. Neticede bunlar araştırılıp gerçekler görüldüğü zaman medyada ve kulüplerde Uefa kriterleri yer bulmaya başladı. Neticede Beşiktaş 2012’de Uefa kriterlerini çok iyi okuyup şuanda ki yapısı ile örtüşüp örtüşmediğinin irdelemesi gerekir. 2012’den sonra eğer Beşiktaş kulübü tedbirlerini almaz ve bu kriterlere uyamazsa Avrupa Kupalarında yer alamayacaktır. Buda ekonomik olarak Dünya Pazarı olarak Beşiktaş için büyük kayıptır. Bu kupalara katılamayan Beşiktaş’a, ne kariyerli bir teknik adam ne de futbolcular gelmek isteyecektir. Bunun anlamı da Beşiktaş’ın 3.Dünya Ülkesinin bir takımı durumuna düşecek olmasıdır.
-BORÇ İLE BORÇ KAPANMAZ-
Borçla borç kapanmaz. Şimdi bir borç kapatıyorsun diğer taraftan borç alıyorsun. Birde faiz yiyorsun. Burada Beşiktaş kulübünün yapması gereken bir şey var. Oturacak ve radikal kararlar alacak. Beşiktaş öncelikle çok sıkı bir personel politikası oluşturacak. Adama göre iş değil, işe uygun personeller alacak. Tüm fazla personel bir an önce Beşiktaş’ın sırtından atılacak, işe aldığınız etkin personeli en iyi şekilde maksimum seviyede kullanarak Beşiktaş’ın daha iyi işler yapması sağlanacak. Yani 20-30 bin Dolar’lar verilerek, hiçbir iş yapmayan insanlar kuru kalabalık yapmayacaklar. Personel politikası ile tasarruf edilen bu paralar, altyapıya ve amatör branşlara aktırılacak. Beşiktaş’ın geleceği oluşturulacak.
-KURTULUŞ ÖZKAYNAK’TA-
Şuan da Beşiktaş’ın geleceğini oluşturmak için ki Beşiktaş’ın kurtuluşunu burada görüyorum. Gerek kendi kaynaklarından gerekse borçlanmak sureti ile öz kaynak düzenine çok sıkı bir yatırım yapılmasına inanan biriyim. Dünya futbolunda örnekleri olan Barcelona, M.United, Arsenal ve Porto gibi altyapıya önem veren takımların, alt yapı çalışma sistemlerini inceleyerek gerekirse tesislerini de inceleyerek bunların bir benzerini Türkiye şartlarına uyarlayarak bedeli ne olursa olsun maddi yönden kaçınılmadan uygulanması gerekir. Bunları yaparken personel politikasında olduğu gibi, altyapıda Beşiktaş’a yıllarca hizmet etmiş ve bundan sonrada hizmet edebilecek bilgi ve birikimi olan tamamı profesyonel düşünebilecek gerçek Beşiktaşlılardan faydalanmak sureti ile alt yapıda bir sistem dahilinde tüm camianın gözünün üzerinde olduğu alt yapı oluşturulmalı. Burada eğitim alan çocuklar, Beşiktaş kapısından girdiği andan itibaren en ince ayrıntıları ile bunların sağlık,aile yapısı ve çevresi incelenerek Beşiktaş’a uygun olduğu onay verildiği anda, tamamen Beşiktaş terbiyesi içinde hayatının bundan sonrası içinde Beşiktaş’a hizmet edecek, Beşiktaş’ı bir yerlere taşıyacak zeki,çevik ve ahlaklı futbolcular haline dönüştürebilecek bir alt yapı oluşturulmalı. Yani baştan söylediğim büyük paralar derken, kaynağın abuk sabuk transferler yapılarak Beşiktaş’a hiç bir şey vermeyen, gelip parasını alıp giden futbolcu, Menajer, Teknik Direktörlere vereceğimize bunları alt yapıya aktaralım. Beşiktaş’ın çözüm kaynağı budur.
-ÜÇ KURUŞ PARAYA ÇALIŞIYORLAR-
Şu anda Beşiktaş’ta olduğu gibi, bizim alt yapı öyle böyle büyük zorluklarla götürülmeye çalışılıyor. Kim olursa olsun yöneticinin ismi önemli değil. Bazı yöneticiler ben şunu yaptım bunu yetiştirdim diyorlar. Hayır, bizim orda emekçi arkadaşlarımız var. Üç kuruş parayla çalışıyorlar. Maaşlarını gününde alamıyorlar. 3 maaş, 4 maaş geriden geliyorlar. Arkadaşlar orda büyük fedakarlıklar yapıyorlar. Hiçbir ortamın olmadığı, yani büyük zorluklarla tek bir sahada 9-10 tane takım çalışıyor. Bu arkadaşlarımız büyük fedakarlık yapıyor ve bedava çalışıyorlar.
-GEREKÇESİZ GÖNDERİLDİLER-
Bizden sonra bazı arkadaşların işlerine son verildi. Buna saygı duyuyorum. Ancak bunların işlerine son verirken bir gerekçe sunmaları lazımdı. Ama demin konuştuğumuz, Muhammed Demirci, Orhan Gülle’yi ve Necip Uysal’ı bu insanlar yetiştirdiler. Bu adamları yetiştiren, arkadaşlarımızın gerekçe gösterilmeden işlerine son verilmesine anlam veremiyorum. Örneğin Halim Okta , Mehmet Bulduk , Gürsoy Yalçın ben bu arkadaşlarımızla 3 yıl çalıştım. En ufak bir negatif bir şeylerini görmedim. Özverili ve çalışkan insanlardı. Siz kalkıp 3 kuruş maaşla çalışan bu insanları, gerekçe göstermeden işlerine son veriyorsunuz. Onların yerine kimi getiriyorsunuz, bunu araştırmak lazım. Getirdiğiniz insanlar kim?
-MUHAMMED’E YAZIK EDECEKLER-
Ben Muhammed’i konuşmak istemiyorum. Muhammed Beşiktaş alt yapısında oynayan bir çocuktur ve onun gibi onlarca çocuk var. Onların hepside bir Muhammed’dir. Burada birileri bunu medyaya pompalıyor medya buna alet oluyor. Psikolojik yönden Muhammed’in de etkilendiğine inanıyorum. İyi bir futbolcu, gelecekte Beşiktaş’a faydalı olur. Ama bu şekilde gider basın körüklerse, Muhammed’i bir gün kaybedebiliriz yazık ederler.
-BENİM DÖNEMİMDE YOLSUZLUK YOKTU-
Benim şampiyonlukta payım var demem doğru olmaz. Çünkü bu bir ekip işidir. Bütün camianın birleşmesi ile şampiyonluk gelmiştir. Yönetimi, çalışanları, taraftarı ile şampiyonluk gelmiştir. Camialar bütün olduğu zaman başarı gelir. Bunu bireysele indirmek yanlıştır. Yani öz eleştiri de bulunmak lazım. Yapmak isteyip de yapamadıklarım oldu. Camialar da yöneticilik yapmak çok zor. Benim alt yapıda sorumlu olduğum dönemde, alt yapıdan dışarıya negatif bir ses çıkmadı. Bir yolsuzluk olmaması için çok uğraş verdik.
-DEMİRÖREN YÖNETİMİNDEN TEKLİF GELİRSE KABUL ETMEM-
Yıldırım Demirören ile görüşmüyorum ama o bizim Başkanımız. Küskünlüğüm, kırgınlığım yok. Yıldırım Demirören Beşiktaş Başkanıdır. Bende Beşiktaşlıyım. Bir gün o gider, başkası gelir. İyi bir yönetimden yeni bir teklif gelirse Beşiktaş’ın emrindeyim. Şuan da , mevcut Yıldırım Demirören yönetiminden teklif gelirse yöneticilik düşünmüyorum. Fakat Beşiktaş’ın bana ihtiyacı olduğu her nokta ve birimde görev almayı seve seve kabul ederim.
-BEŞİKTAŞ’IN KİMYASI BOZULDU-
Beşiktaş’ın kongre üyelerinin durumuna bakmak lazım. Kongre üyelerinin şimdi ki yapısı çok dejenere olmuş. Beşiktaş Kongre üyeliğine bakıyorsun, bir Başkan gelmiş binlerce insanı kongre üyesi yapmış. Blok oy. Burada isimler fark etmiyor. Bana göre Divan Kurulunun oraya eğilmesi gerekiyor. Bu şekilde üye yapılmasına engel olunması lazım. Özellikle Serdar Bilgili’den sonra bu tarz üyelikler yapılmaya başlandı. Beşiktaş’ın kimyası bozuldu. Bakıyorsunuz adamın bir kere futbolla alakası yok, futbol seyircisi ile alakası yok, stadın yolunu bilmiyor ve Beşiktaşlı değil. Bu kişilere görevli biri gibi gel ve oyunu kullan deniyor. Oda gelip oyunu gelip kullanıyor.
-AZİZ YILDIRIM’IN SPOR CAMİASINA UYGUN OLMAYAN ÇIKIŞLARI VAR-
Aziz Yıldırım Fenerbahçe’nin Başkanıdır. Fenerbahçe’de Türkiye’nin sayılı kulüplerinden de birisidir. Fenerbahçe olmasa Beşiktaş olmaz, Beşiktaş olmasa Fenerbahçe ve Galatasaray olmaz. Aziz Yıldırım’ın yönetim şekli kendisini ilgilendirir. Aziz Yıldırım’ın spor camiası içinde uygunsuz çıkışları var. Bu çıkışlar olmamalıdır. Spor kardeşlik ve barış’tır. Orada başka bir sesler ortaya çıktığı zaman bu söylediğimiz şeyler ortadan kalkar. Tribünlerde insanlar ölüyor, insanlar birbirlerini gırtlaklıyor. Şeref tribünün de bile kavga çıkıyor. Özellikle kulüp başkanlarının her söyledikleri söze dikkat etmeleri gerekir.
-YILDIRIM DEMİRÖREN GEREKSİZ AÇIKLAMALAR YAPTI-
Beşiktaş Kulübü Başkanı, çıkıp öyle gereksiz çıkışlar yapmamalı. Beşiktaş kulübünün başkanının ağzından çıkan her şey tüm camiayı bağlar. Beşiktaş kulübü başkanı söyleyeceği her kelimeyi bir daha düşündükten sonra söylemeli. Söyledikten sonrada geri adım atılmamalı ve gereken yapılmalı. Kesinlikle camia rencide edilmemeli.
-KİEV’E NEDEN BU KADAR İNSAN GİTTİ-
Ben şunu anlayamıyorum, Beşiktaş kulübü maddi zorluklar içinde olmasına rağmen, zaman zaman deplasmanlara götürülüp beş yıldızlı otellerde yatırılan, yedirilen ve içirilen insanları görüyoruz. Bunların hepsinin aynı insanlar olduğunu biliyoruz. Bu insanlar neden oralara götürülür? Bizim anlamadığımız bir faydaları mı vardır? Ya da Beşiktaş’ın büyük paralarımı vardır? Yahut da bizim bilmediğimiz başka bir hesaplar mı vardır? Son Dinamo Kiev deplasmanında göründüğü gibi.
-SCHUSTER YANLIŞ TERCİH-
Schuster, Dünya futboluna maal olmuş bir adam. Onun kariyerini tartışmaya gerek yok. Beşiktaş kulübünün tek bir yanlışı var. Schuster iyi araştırılmalıydı. Daha önceki sabıkaları irdelenmeliydi. Bırakın Schuster’i futbolcuların bile geçmişine bakılmalı. Beşiktaş kulübüne uygun, Türkiye şartlarına uygun mu incelenmeliydi. Bana göre yanlış bir tercih.
-YABANCILAR İYİ TRANSFERLER-
Beşiktaş’ın bu sezon yaptığı yabancı transferleri doğru buluyorum. İyi yönlendirirseniz çok iş yaparlar.
-İNÖNÜ STADINA KAZMA VURULSUN 50 YIL OYUM DEMİRÖREN’E-
Yıldırım Demirören, İnönü Stadına kazma vursun, alt yapıya yatırım yapsın personel politikalarını uygulasın ömrümün sonuna kadar Yıldırım Demirören’i destekleyeceğime sizlerin aracılığı ile söz veriyorum.
-SERGEN DÜZGÜN BİR İNSANDI-
Sergen çok düzgün ve kariyerli bir insan. Sergen’i bire bir tanıdıktan sonra ki düşüncem ile önceki düşüncem çok farklıydı. Sergen’i tembel çalışmayan biri olarak görüyordum. Beraber çalışmaya başladıktan sonra benim gözümde çok farklı bir yerde. Paf takımın başına geçtiği zaman inanın bizim alt yapıda renk değişti. Bu kadar açık ve net söylüyorum. Futbolcuların her şeye bakışı değişti. Sergen çok çalışıyordu. Çalışkandı. Sergen’in tek bir sorunu vardı. Sergen’e hak ettiği ilgi ve alaka gösterilmedi. Bana göre Sergen’e her türlü fedakarlık gösterilerek maddi manevi Beşiktaş alt yapısında olmalıydı.
-YABANCI TRANSFERLER ALT YAPIYI ETKİLER-
Yapılan yabancı transferler alt yapıyı etkiler. Türk futbolunun çarpıklığı zaten oradan geliyor. Türkiye’ye baktığın zaman futbolcu mezarlığı. Afrika’dan, Avrupa’dan Güney Amerika’dan bir çok futbolcu, Türkiye’ye getirilmek sureti ile alt yapıdan çıkıp, A takım forması giyecek yerli futbolcuların önü kesilmiş oluyor. Kulüplerin çok büyük maddi zararlar gördüğünü görüyoruz. Tabii ki bu demek değildir ki, yabancı futbolcu gelmesin. Yabancı futbolcu alınacaksa en iyi şekilde araştırılmalı. En uygun paralara getirilmeli. En önemlisi ise, bunlara yapılan sözleşmeler tek taraflı futbolcu lehine değil, karşılıklı Beşiktaş’ın menfaatleri doğrultusunda sözleşmeler yapılmasına dikkat edilmelidir. İşte bugüne kadar bir çok Teknik Direktör ve futbolcular ile yaptığımız sözleşmeler gereği, oynamadıkları halde Beşiktaş kulübü paralarını ödemek zorunda kalmıştır. Bunun önünü kesmek içinde her şey imza atmak değil, Beşiktaş’ın çıkarlarını korunmasını gerektiğine inanıyorum.
-SERDAL ADALI BAŞKAN ADAYI OLMALI-
Serdal Adalı başarılı bir yönetici. Ben Serdal Adalı’nın Beşiktaş Başkanlığına aday olmasını isterim. İyi bir Beşiktaşlı. Kaybedilmemesi gereken bir adam. Serdal adalı’yı başkanlıkta desteklerim.
-ÖZER İLK BEŞİKTAŞ’A GELDİ-
Özer’in dayısı Lemi Çelik benim yakın arkadaşım. Özer’i bize önerdi. Biz de gereken yerlere söyledik. Özer gibi bizde bir çok adam var diyerek istemediler. Neticede Fenerbahçe forması giyiyor. Kendisini de çok başarılı buluyorum. Aynı şekilde Mevlüt’de bir arkadaşım vasıtası ile Beşiktaş’a önerildi. O günkü gerekli yerlere söylediğimiz zaman Özer’de olduğu gibi aynı cevap verildi. Bana göre bunlar yanlıştı.