Çok güzel bir yazı paylaşmak istedim.
Emrah Çoksaygan yazdı; “Evin yıkılsın 4-3-3“
.
Barcelona sardı başımıza bu belayı. Yıllardır oynuyorlar böyle... Canım 4-4-2'nin suçu neydi, nasıl kıydılar ona?
Barca için sorun değil tabii, elinizde o tarzı oynamaya uygun oyuncular olunca kolay geliyor göze 4-4-3. Barcelona haricinde bazı takımlar da var ki beceriyor az çok 4-3-3’ü, Porto gibi ,Lyon gibi... Diğerleri ise Sirkeci'den alınmış ucuz taklit saatler gibi görünüyor sahada.. Maalesef şu görünümüyle Beşiktaş bu kategoride..
Beşiktaş için yadsınamaz gerçek şu ki, elinizde Quaresma gibi, Simao gibi oyuncular var ise fazla seçeneğiniz yok... 2 oyuncuyu kanat forvet oynatacak , ortaya bir golcü koyacak, orta sahayı 3'leyecek, kaptırılan topları takip etmeyen yetenekli futbolcularınızın açığını 3 orta saha adamı ile kapatacaksınız..Kapatacaksınız ama oyunun boyu böylesine uzun olunca saç baş yolmaya da devam edeceksiniz.. Tabii ki sisteminiz ne olursa olsun, kenar beklerinizin kalitesinin oyunun genel kalitesini tayin ettiğini unutmak mümkün değil..Toraman ve İsmail yada bu anlamda kenar beki olarak kadroda bulunan tüm oyuncular , maalesef bugünün futbolunun gerektirdiği kaliteye sahip değiller.. Enteresan olan, sıradan taraftar bunu aylardır haykırıyor, profesyoneller görmemekte direniyor...
Gecen sezonun başında, yensede-yenilsede çok zevk veren , hepimizin maçlarını sabırsızlıkla beklediğimiz Beşiktaş'ın bugün ki Beşiktaş'tan farkı ne? Sistem aynı, oyuncular daha yetenekli, sistemin oturması için 1 yıl gibi bir zaman geçmiş, neden olmuyor? Aksaklıkları Guti'nin playboyluğuna bağlayabilir misiniz? Bence hayır, gecen sene de birçok maçı kaçırdı.. Quaresma’nın çok top ezmesine bağlayabilir misiniz? Yine hayır, Quaresma 10 yıldır top eziyor... Bireysel olarak değişen bir şey yok ki... Peki sebep ne?
Biliyorum geçmiş geçmişte kaldı... Ancak söylemeden edemiyorum... Fark Schuster’in fütursuz, delifişek oyun anlayışı ile, onun (şahsından bahsetmiyorum, bahsettiğim oyun anlayışı) gitmesi için her oyunu oynayan medyanın galibiyetinden sonraki sağlamcı sistem arayışı... Gerçi buda saka gibi... Schusterli oyun anlayışı, çok gol yediği, savunmasının kevgir gibi olduğu 7 düvele ilan edilirken, istifanın geldiği 28. haftaya kadar 29 ( 1.07 ortalama)gol yemiş, Tayfur Hocanın göreve geldiği Kayserispor maçından sezon sonuna kadar 7 (0.8 ortalama)gol görmüş kalesinde..
Beşiktaş çok gol yiyor diye terkedilen Schuster anlayışında takımın boyu kısaydı..Defanstan öndeki üç adamdan birine atılan pas, “pas” diye adlandırılabilirken, bugün ayni top “uzun top” diye değerlendiriliyor.. O sistemde, ortadaki 3 adamın yorgunlukları bir meyve veriyordu , bir ara pas, bir presle kapılmış top, bir uzak mesafeli şut olarak dönüyordu bize 90 dakika sonunda , bugün sadece dillerinin dışarı sarkmasına neden oluyor aynı miktarda efor sarf etmelerine rağmen.. O sistemde fazla koşmadan , yorulmadan maç tamamlayabilen Guti, “abi adam manyak, o nasıl pastı öyle” dedirtiyor, Q7 , Ronaldo kıyaslamalarına taraf olabiliyor , bugün kıçlarına teneke bağlanıp gönderilecekler nerede ise...
Aklın yolu bir.. Amerika'yı da yeniden keşfetmeye gerek yok.. Eğer bu sistemde oynayacaksan, ki elindeki futbolcu profiline göre başka şansın yok, takımın bloklarını yanaştıracaksın birbirine..Koşulan mesafelerin bir anlamı olacak, sarf edilen efor, ödül olarak, gol olarak, pozisyon olarak dönecek sana..Keyif alacak, keyif vereceksin...Evet belki arkaya atılan toplarla 3 gol fazla yiyeceksin belki ama 15 gol fazla atacaksın..
Es-Es çok koştu , daha istekliydi.. Tello, Erkan, Batuhan, kendilerini takımdan gönderenlere karşı kanıtlamak azmiyle normalin üstünde mücadele ettiler, mücadelelerini skora da yansıttılar.. Dede Maçin yıldızı idi..Tüm umutlarını Quaresma'ya bağlamış Beşiktaş'ın gününü karartan isim oldu Quaresmaya karşı oynadığı futbolla..Serdar , kısıtlı teknik kapasitesine rağmen her pozisyonda vardı.. Alper Potuk önemli bir oyuncu, yaşı da çok genç... Dikkatle takip etmekteyiz...
Beşiktaş'ın en iyisi...?
Yok, bulamadım cevabını bu sorunun... Zaten buda dün alınan yenilginin sebebini rahatça açıklar.. Düşük konsantrasyon, gereksiz aşırı özgüven, atak mı oynasın, defans mı yapsın karar veremeyen bir sistem... Dün ve genel olarak son zamanların Beşiktaş özeti bu... Gerçek su ki o eli öpülesi 3800 kombine sahibi kişi haricinde sızlanma hakkimiz yok maalesef..3800, şaka değil...
Tahmin yapmakta pek başarılı bulmam kendimi ama önümüzdeki UEFA maçı ile başlayacak süreçte, dün alınan mağlubiyetin önemli olacağını tahmin ediyorum... Sistemde bazı iyileştirici ince ayarlar yapılacak... Kadroda değişiklikler olacağı kesin, Ernst geri dönecek, muhtemelen Tanju’yu da seyredeceğiz... Şapkalar öne konulup, özeleştiriler yapılacak... Bu takımın potansiyeli de var geleceği de... Karamsarlığa gerek yok...
Güzel günler göreceğiz, güneşli günler...
İnanın Çocuklar...
Yazı Haber1903 sitesinden alınmıştır.